Khufu Piramidi’nin Mimari Özellikleri

Khufu Piramidi’nin Mimari Özellikleri

Khufu Piramidi, Babil Kulesi ve Kâbe arasında mesafelerin eşkenar üçgen oluşturmasından başka uyumların da olabileceğini düşündüm. Çok geçmeden yanılmadığımı gördüm. Önce 5.000 yıldır deprem, erozyon, sel gibi felaketlere ve iklim değişimlerine dayanmasının yanında savaşların yağma ve tahribine de dayanarak günümüze kadar tüm görkemiyle sağlam ulaşan Khufu Piramidi hakkında bilgi toplamaya başladım. Araştırmalar sonucunda Khufu Piramidi’nin sadece tonlarca ağırlığındaki büyük taş bloglardan oluşan insan yapımı bir dağ olmadığını anladım. İleri bir matematik ve geometri bilgisiyle ancak mümkün olan gelişmiş bir mühendislik bilgi ve becerisiyle inşa edilmişti.

Her şeyden önce Khufu Piramidi’nin yapılacağı yer çok özenle seçilmiş, sağlam bir kaya blogunun üzerine inşa edilmişti. Hem bu nedenle, hem de geometrik şeklinden dolayı, çok şiddetli depremlerden bile etkilenmesi mümkün değildi. Binlerce yıldır ayakta kalması da zaten bunun en büyük kanıtıydı.

Piramitler sadece sağlam bir kayanın üstüne yapılmamıştı ayrıca konum itibariyle öyle bir nokta seçilmişti ki Piramit merkezinden kuzeydoğu ve kuzeybatı köşelerinden geçen bir doğru uzatıldığında Nil deltasını tam içine alan dik açılı bir üçgen oluşmaktaydı. Mısırlılar için Nil deltası ve vadisi yegane yaşam ve tarım alanı olduğu için bu çok anlamlı bir yön belirlemesiydi.

Yine bu doğrular uzatıldığında, yerküreyi öyle muntazam bir şekilde bölüyor ki piramitlerin Eski Dünya denilen Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarının ortasında olduğu, denizleri ve karaları eşit böldüğü söylenebilirdi.

Yapımında yaklaşık 2.600.000 blok granit ve kireç taşı kullanılmıştır. Bu taş bloklarının her birinin ağırlığı 2 tondan 70 tona kadar değişmektedir. Çok hassas bir titizlikle özel boyutlarda kesilen tüm bu bloklar, harç kullanılmadan o kadar hassas bir şekilde yerleştirilmiş ki, bloklar arasında saç teli geçecek boşluk bile bırakılmamıştır.[1]

Earth Google’da Khufu Piramidi’nin tam merkezinden kuzey kutup noktasına bir doğru çizildiğinde piramidin tam küzey kutup noktasına dönük olduğu görülür. Giza platosundaki üç piramidin de her bir köşesi 51 derece, 51 dakika, 14 saniyedir. Gize Piramitleri, doğu-batı ve kuzey-güney yönlerine öyle kusursuz yerleştirilmiştir ki, o günün koşulları düşünüldüğünde planlı yapılması imkânsız kabul edilir. Çünkü küresel çapta böyle bir yön belirlemenin yapılabilmesi için çok hassas ve ileri düzeyde teknolojik aletlere ve geometri bilgisine ihtiyaç vardı.

Piramitlerin yapımında kullanılan temel ölçü birimi  “Piramit Kübiti”dir. Bir piramit kübiti yaklaşık 0,52 metredir. Khufu Piramidi’nin bir kenar uzunluğu 230,37 metre yani 440 Piramit kübitidir, piramidin yüksekliği de 280 piramit kübiti yani 146,59 metredir.[2]

Dünya ile Güneş arasındaki mesafe ortalama 149.5  milyon kilometredir. Piramidin yüksekliği ise tahmini olarak 146- 149 metredir. Tahmin ediliyor denilmesinin sebebi tepe noktasının zaman içinde erozyona uğramış olması ve bu gün için kırık olmasıdır. Bu oranlara baktığımızda, piramidin yüksekliğinin 1 milyarla çarpımı, Dünya’nın Güneş’e olan uzaklığını vermektedir.

                 Piramidin temel çevresinin, piramit yüksekliğine oranı Pi sayısının iki katına eşittir:

        • Piramit temelinin çevresi: 230,37 x  4 = 921,48
        • Çevrenin yüksekliğe oranı: 921,48 / 146,59=6,286
        • 6,286 ikiye bölündüğünde pi sayısının sabit değeri 3,14 bulunur.
        • Piramid yüksekliğinin taban kenar ortasıyla oluşturduğu 115-146-186 ölçülerindeki dik açılı üçgen altın orana sahiptir. 186,43 /115,185 = 1,618… altın oran. (Şekil 24)

          Şekil 25 Piramit yüksekliğinin taban kenar ortasıyla oluşturduğu           altın oran

Yüzeylerindeki çıkıntıları basamak gibi kullanarak yaklaşık yarım saatte piramidin tepesine tırmanmak mümkünmüş. İlk yapıldığında üzeri cilalanmış kireçtaşı levhaları ile kaplıymış. Dolayısıyla yüzeyi bugünkü gibi basamaklı değil, düzmüş. Hem depremler, hem de insanoğlunun tahrip edici davranışları nedeniyle, bu tabaka artık tümüyle yok olmuş.

         Bilimsel olarak kanıtlanmamış bazı iddialar ise şunlardır;


  • [1]
    CANDAN Ergün, “ Antik Mısır sırları” Sınır Ötesi Yayınları, İstanbul, s.102Piramit hangi firavunun adına yapıldıysa, kral odasına yılda sadece iki kez güneş girmektedir. Bunlar kralın doğduğu ve öldüğü günlerdir.
  • Piramitlerin içerisinde radar gibi aletler çalışmamaktadır.
  • Piramit içerisinde bırakılmış kirli bir su, birkaç gün içerisinde arıtılmış hale gelmektedir.
  • Piramidin içerisine bırakılan süt birkaç gün bozulmadan kalabilirken, beklemeye devam edilmesi durumunda yoğurt haline gelmektedir.
  • Piramit içerisine koyulan bir bitki hiç ışık almasa da normale göre daha hızlı büyümektedir.
  • Açık bir yara, piramit içerisinde çok daha çabuk bir şekilde iyileşmektedir.
  • Piramitlerin içi yazın serin, kışın ise ılık olur.

[2] Georges Barbarın, Büyük Piramit’in Sırrı Ya da âdem Devrinin Sonu, Ruh ve Madde Yay. s.78

 

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Translate »