Hermes Öğretisinin Doğuşu ve İskenderiye Kütüphanesi
M.Ö. 3000 yıllarından itibaren Mısır şehirleri Memfis, Thebes, Abydos Dünya’nın en ileri şehirleri olmuştu. Yaklaşık 3000 yıl boyunca Dünya’nın medeniyet merkezi olan Mısır şehirleri, M.Ö. 5. Yüzyıldan itibaren demir çağının da etkisiyle istilacılara karşı kendisini koruyamaz olmuştu. Asur ve Pers istilasından sonra Büyük İskender, Yunanistan, Anadolu, Mezopotamya, İran, Hindistan ve Mısır’ı elegeçirerek büyük bir imparatorluk kurmuş, bütün medeniyetleri kendi yönetimi altında birleştirmişti. Birbirinden çok farklı kültürleri kaynaştırmak için bilim ve kültür merkezi olarak Mısır’da İskenderiye şehrini kurmuştu. İskenderiye, her milletten ve dinden insanların akın akın geldiği cosmospolis bir şehir olmuştu. Yunanlılar, Musevîler, Mısırlılar, Babilliler, Fenikeliler, Persliler hatta Hindistan’dan Hindular ve Budistler bir barış ortamı içinde kaynaştılar. İskenderiyeliler öğrenmeye sevdalı bilgiyi kutsayan bir ruh dünyasına sahip insanlar olarak tanınmışlardı. [1]
İskenderiye’de bilge bir yönetici olan I. Ptoleme’nin emriyle bir kütüphane ve müze kuruldu, insanlar buralarda ilk olarak dünyanın sunduğu bilgeliği sistematik bir şekilde topladılar. Meşhur İskenderiye Kütüphanesi en üst düzeye ulaştığında içinde yarım milyon kadar papirüs tomarı (kitap) bulunuyordu. Mısır tapınaklarındaki binlerce yıllık birikimle yazılmış bu kitapların arasında Ortaçağ’da bile uzun yıllar hâkimiyetini korumuş geometri, matematik ve coğrafya alanlarında Öklid, Arşimed ve astronom Batlamyus’un eserleri de yer alıyordu. Dünya’nın Güneş’in çevresinde dolaşan gezegenlerden biri olduğunu açıklayan Sisamlı Aristarkhos’un eserleri ve az bir hata payı ile Yerküre’nin çevresini hesaplamış olan Eratosthenes’in eserleri de İskenderiye Kütüphanesi’nin bilgi hazinesinden bazılarıydı. Kütüphaneye bağlı bilim insanları, ekip halinde bilimsel araştırma inceleme projeleri gerçekleştiriyordu. Bu bilim ekipleri, ekinoksların presesyonu ve ayrıca med-cezir hareketlerinin ritmine Ay’ın sebep olduğunu biliyorlardı. Dünya haritası çizme çalışmaları da ileri seviyede haritaları ortaya çıkarmıştı. Bu kaynaktan beslenen Helen ve Roma kültürü Atina, Roma, Assos ve Olimpos gibi şehirler kurarak yüzlerce yıl bilim, felsefe ve sanatta ileri bir seviyeye ulaşmıştı.
İskenderiye ezoterik ve mistik bilgiler açısından da zengindi: Kadim Mısır’ın Horus dinin öğretileri ve Mısırlıların “Tanrı, evren, insan” ile ilgili temel inançları, Thot rahipleri tarafından İtalya, Yunanistan ve Anadolu’dan gelen öğrencilerin daha iyi anlayabilmesi için Yunanca yazılarak kitap haline getirilmişti. Mısır’ın bilgelik tanrısalı Thot’un Yunan kültüründeki karşılığı olan Yunan tanrısalı Hermes adına atfedilen bu öğretiler, bütün dinleri ve kültürleri etkileyerek yayılmıştır. Yahudilerin peygamber “Uhnuh” olarak, Müslümanların “İdris” peygamber, Süryani ve Zerdüşlerin nur meleği “Hürmüz” olarak bildiği Hermes motifi bütün kültür ve medeniyetlerde üç ortak özelliğe sahiptir: Birincisi her kültürde hep tûfanla beraber anılır; ikincisi bütün kültürlerde seçkin, bilgili, nebî veya velî bir kişi olarak gösterilir; üçüncüsü ve en önemlisi bütün geleneklerde onun yüce bir makama (semâya) çıktığı düşünülür.[2]
İskenderiye’nin altın çağı, hoşgörüsüz, Hıristiyan “Kutsal” Roma İmparatorluğu’nun doğuşuyla M.S. 5. Yüzyılda sona erdi. Eskilerin kapsamlı dünya bilgileri ve gelişmiş kültürlerine rağmen, Hıristiyanlar onları, aslında “kırsal kesimde oturanlar” anlamına gelen “Pagan” damgasını vurarak yok saydılar. M.S. 415 yılında, İskenderiye kütüphanesinde çalışan son büyük bilgin ve Pagan filozoflardan biri olan Hypatia adındaki bir kadın, bir Hristiyanlar güruhu tarafından yakalanarak etleri deniz tarağı kabuklarıyla parçalanmak suretiyle öldürüldü ve bedeninden geriye ne kaldıysa yakıldı. Bu hareketin başında bulunan Patrik Kyrillos daha sonra St. Kyrillos adıyla aziz mertebesine yükseltildi. Büyük kütüphane Pagan batıl inançları içermesi gerekçesiyle sonunda yakılıp yok edildi ve bir servet değerindeki bilimsel eserler dört bir yana dağıldı. Hıristiyan Roma İmparatoru Theodosi-us, imparatorluk içindeki Pagan mabetlerini kapattırdı ve o zamana kadar görülmedik kitap yakma olayını başlattı. Batı dünyasında beşinci yüzyıl, adı üstünde Karanlık Çağlar diye bilinen bin yıllık dönemin açılmasına öncülük etti.[3]
[1] Timothy Freke & Peter Gandy, ç. Semra Tuna “Hermetika, Hermes’in Kayıp Sözleri” s.5
[2] Mahmut Erol Kılıç, “Hermes” TDV İslam Ans. mad.
[3] Timothy Freke & Peter Gandy, ç. Semra Tuna “Hermetika, Hermes’in Kayıp Sözleri” s.6