Güney Amerika’da Sümer Yazısı Fuente Magna Kâsesi
Venezuela’daki 20m5K ve Brezilya’daki 20M4K enerji merkezleri İspanyol işgalcilerden önce Güney Amerika’da köklü ve büyük bir devlet kurmuş olan İnkalar’ın yaşam alanlarını gösterir.
Ekvator, Peru, Kolombiya, Bolivya ve Kuzey Şili topraklarına yayılan İnka Medeniyeti de İspanyol sömürgeciler tarafından Aztek medeniyeti gibi hoyratça yıkılarak tarih sahnesinden silinmiştir. Yazıyı bulamamış bir uygarlık olarak günümüze İnkalar hakkında ulaşan bilgi oldukça kısıtlıdır. Ancak Bolivya’da Titicaca Gölü yakınlarında amatör arkeologlar tarafından topraktan yapılmış bir kase tesadüfen bulundu. Yöre halkı tarafından Fuente Magna’nın adı verilen bu kâsenin dışı değişik insan ve hayvan figürleriyle süslenmişti. (şekil 116) Kâsenin iç kısmında ise Sümerler’in çivi yazısına çok benzeyen yazı örnekleri vardı. Kâsedeki çivi yazısı arkeologlar arasında tartışmalara neden oldu. 1958- 1960 yılları arasında Alberto Marini, kâsedeki çivi yazısının Sümerce olduğunu bildirdi. Fakat uğraşmasına rağmen kesin bir çevirisini yapamadı. Dr. Clyde A. Winters de aynı şekilde kâse üzerinde yaptığı incelemelerden sonra Mezopotamya’daki birçok eserde bulunan yazının muhtemelen Proto-Sümer yazısı olduğunu belirledi.
Winters, daha önce Batı Afrika’nın Nijer vadisine göç edene kadar Libya’da yaşayan Vai halkının Proto-Mande dili konuştuğunu ve bu dilin özelliklerinden yararlanarak kâsedeki yazıların okunabildiğini gördü.
Orta Afrika’nın Atlas okyanusu kıyısındaki Nijerya’da yaşayan Vai halkının kullandığı Mande dili ve yazısının, Libyco-Berber, Indus vadisi, Girit, Proto-Elamit ve Proto-Sümer işaretlerine benzer işaretleri vardır.
Böylece, Dr. Clyde A. Winters, Fuente Magna kâsesindeki yazıları Vai yazısının fonetik değerlerini ve Sümer dilini kullanarak okuyup çevirebildi.[1]
Kâsedeki yazıtlar deşifre edilince, Tanrıça Nia’dan doğurganlık istemek için dua metni olduğu anlaşıldı. Kâsenin de tapınaklarda kullanılan bir sunu kasesi olduğu düşünülmektedir.
Fuente Magna kâsesinin muhtemelen M.Ö. 2500’den sonra Bolivya’ya yerleşen Sümer halkı tarafından hazırlandığına inanılıyor. Eski Sümerler büyük gezginlerdi. Sümer Gemileri, sanayilerini ve halkın popüler mal taleplerini desteklemek için metal ve mal arayışı içinde Mısır, Kuzeydoğu Afrika ve İndus Vadisi’ne yelken açtı. Bazı Sümer gemileri büyük olasılıkla Güney Afrika’ya doğru yola çıktı ve Afrika’dan Atlantik’e ve Güney Pasifik Okyanusu’na uzanan bölgedeki okyanus akıntılarına girdi. Daha sonra Bolivya’nın Titicaca Gölü çevresine yerleştikleri düşünülüyor.
Bu noktada Sümerlerin ve Eski Mısırlıların hem Dünya’yı keşfetmek hem de yeni maden ve mal bulmak amacıyla kalabalık kafileler halinde deniz ve kara yoluyla çok uzak bölgelere gittiklerini düşünmek pek de zayıf bir varsayım olmayacaktır. Zira Mısır’da piramitlerin altındaki tünel odalarında bulunan ve M.Ö. 2.500 yılına tarihlenen dayanıklı sedir ağacından hiç çivi kullanılmadan yapılmış demonte gemi tahtaları Mısırlıların gemicilik ve deniz ulaşımı konusunda ileri seviyede olduğunu bize göstermektedir. (şekil 20 )
[1] https://faculty.ucr.edu/~legneref/archeol/fuentema.htm